• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

39- "Duvardaki Gerçekler 2" Aralık Ayının En Büyük Hat Müzayedesi

39- "Duvardaki Gerçekler 2" Aralıkğın En Büyük Hat Müzayedesi

Antikalarım.com'dan Herkese Merhabalar. 

-Müzayede komisyonu %15'dir

-İptal Veya Cayma Durumunda Toplam Tutarın %30'unu Ödemek Zorundasınız.

MÜZAYEDE AÇIKLAMASI

Pey verebilmek ve canlı müzayedelerimize katılabilmeniz için üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekmektedir

Değerli Antikalarım.com ailesi;

Sizin için özenle hazırlamış olduğumuz ve sizlere sanatı sanatla sunduğumuz Duvardaki Gerçekler 2 Müzayedemize hepiniz hoş geldiniz :)

Müzayedemiz antikalarim.com adresimizde 03/12/2023 PAZAR günü yayına girmiş olup,  12/12/2023 SALI günü saat 20:59’a kadar pey alımına devam etmektedir.

12/12/2023 SALI günü saat 21:00'da ise canlı online müzayedemiz, antikalarim.com adresimizde başlayacaktır.

-KAZANDIĞINIZ ESERLERİ ARTIK KREDİ KARTIYLA ÖDEYEBİLİRSİNİZ :)

Not:

-Kazanılan eserlerin ödemesi 7 iş günü içinde yapılmadığı taktirde hukuki işlem başlatılacaktır. Özel durumları firmamıza bildiriniz.

-Eserlerin fotoğraflarını incelerken, daha net bir görüntü için ekran parlaklığınızı açmanızı öneririz.

-Eserlerin ölçülerini dikkatlice okumanızı rica ederiz.

-Açık artırmadan alınan eserler kesinlikle geri iade edilemez.

Bizimle +905366612464 numaralı Antikalarım.com whatsapp hattından 7/24 iletişime geçebilirsiniz. 

Eser teslimi ile ilgili bilgilendirme:

Değerli üyemiz, kazanmış olduğunuz eserler, canlı müzayede bittikten hemen sonra ekip arkadaşlarımız tarafından size ulaşması için özenle hazırlanacaktır.

Kazanmış olduğunuz eserlerin toplam tutarını tarafımıza ilettikten sonra, eserleriniz en kısa zamanda anlaşmalı olduğumuz “Yurtiçi Kargo” firmasına teslim edilecektir.

Eserlerinizin kargo firmasına teslimi yapıldıktan sonra tarafınıza ulaşması ortalama “2-3” iş günüdür.

Saygılarımızla:

Antikalarım.com

  • Kategori: Hat
Lot: 109 » Hat

Nuri Korman

Yazı Şekli: Celi Sülüs Yazı = Hadis-i Şerif
İçerik: "Ve fima kaza rabbüna, ma zalem" "Hz. Allah'ın takdir ettiğinde, zulüm olmaz" Son Hattatlar = Sh. 246
Ünlü Hattatlar = Sh. 262
Tarih: H. 1285 / M. 1868 - H. 1371/ M. 1952
Tezhip: Fehmiyenur Sönmezgül 2022
Ölçü: Dış: 60x45 cm İç: 23x7 cm

Nuri Korman
Zâ’imoğlu Alî Ağa’nın oğlu olarak H. 1285/M. 1868-1869'da Ortaköy’de doğdu. Henüz kırk günlükken getirildiği Beşiktaş’ta vefâtına kadar ikamet ettiğinden, hattatlar arasında “Beşiktaşlı” nâmı ile yâd olunmuştur. Abbas Ağa Sıbyân Mektebi’ni ve ardından Beşiktaş Mülkî Rüşdî Mektebi’ni bitirdikten sonra Sinan Paşa Medresesi’nde Afyonkarahisarlı Ahmed İlhâmî Efendi’nin dersine devam etti. Daha sonra mülazemetle Adliye Nezâreti, Temyîz-i Cezâ Mahkemesi Kalemi’ne devam ettti. Ancak babasının vefâtı üzerine kalemi terkederek, miras işlerini halletmek üzere memleketine gitti. İki sene sonra İstanbul’a dönerek, Beşiktaş’taki Mekteb-i Hamidî’ye sülüs ve nesih muallimi oldu. Muhtelif zamanlarda da evlâd-ı küberâya yazı dersleri verirdi. H. 1310/M. 1893'te Matba’a-i Âmire’nin ser-hattatlığına ta’yin edildiyse de ertesi sene ayrıldı. Meşrûtiyet’in ilanından sonra Mekteb-i Hamîdi’nin kapatılması üzerine, oğullarına yazı dersi vermiş olduğu Hıdîv İsmâ‘il Paşa’nın kerîmesi Fâtıma Hanım ile beraber Mısır’a gitti. Bir müddet sonra Hicâz’a giderek Hac farizasını edâ etti. İki seneye yakın kaldığı Mısır'dan tekrar İstanbul’a dönerek Bâb-ı Âlî Caddesi’nde açtığı dükkânda yazı işleri ile meşgul olmağa başladı. Bilâhare Medresetü’l-hattâtîn’in sülüs ve nesih muallimliğine tayin edildi. Harf inkılâbı üzerine, 1929’da her şeyi terkederek babasının köyüne yerleşti. Birkaç sene çiftçilikle meşgul olduktan sonra, aldığı davet üzerine İstanbul’a dönüp Güzel Sanatlar Akademisi’nde aklâm-ı sitte dersleri vermeğe başladı. Hayli zaman hüsn-i hizmette bulunan, ancak son zamanlarında yaşlılığı nedeniyle Akademi’ye devam edemeyince öğrencilerini Akaretler’deki evinde kabul eden Nûrî Korman, bu hâl üzere iken H. 11 Zi’l-hicce 1371/M. 12 Eylül 1951 tarihinde vefât etmiş ve Yahyâ Efendi Kabristânı’na defnedilmiştir.

Detaylar
Lot: 111 » Hat

Mehmet Hulusi

İçerik: Akkase'li Ebru Yazı "Tevekkeltü Alallahi" "Allah C.C yöneldim"
Yazı Şekli: Celi Divani Yazı
Ebru ve Uygulama: Emine Güner (merhume 1977-2000)
Ölçü: İç 40x67 cm Dış: 60x88 cm
Çerçeve: Paspartulu olarak çerçeve yapılmıştır.

Mehmet Hulusi
Asıl ismi Mehmed Hulûsî olup Fâtih Cami ders-i âmlarından ve Dârü’ş-şafâka muallimlerinden Hâfız Mustafa Efendi’nin oğlu olarak H. 15 Muhârrem 1286/M. 27 Nisan 1869 tarihinde Fâtih Çarşamba’da doğdu. Sultan Selîm Mektebi’ni birdikten sonra babasından ve onun vefâtından sonra da İznikli Mustafa Efendi’den dînî ilimleri tahsîl ederek H. 1316/M. 1898 yılında mezun oldu.
İlk yazı derslerini Sultan Selîm Mektebi’nin hüsn-i hat muallimi Osman Nûrî Efendi’den aldı. Hocasının teşvikiyle daha sonra Muhsinzâde Abdullah Bey'den aklâm-ı sitte ve Çarşambalı Ârif Bey’den de celî sülüs meşketti. Karinâbâdî Hasan Hüsnî Efendi’den ve daha sonra Sâmî Efendi’den ta’lik meşkederek icazet aldı. Babasının vefâtının ardından Sultan Selîm Cami’nin müezzinliğine getirilen Hulûsî Yazgan, H. 1320/M. 1904’de ilâve olarak Fâtih Tabhâne Medresesi’nin hüsn-i hat ve imlâ muallimliğine, 1914 yılında da Medresetü’l-kuzât’ın hatt-ı ta’lik muallimliğine ta’yin edildi. Ertesi senenin Mayıs ayında da Medresetü’l-hattâtîn’in hocalarından oldu. 1924 yılında Tevhîd-i Tedrisât’ın ilanı ile Medresetü’l-kuzât’ın lağvı üzerine Dârü’ş-şafâka’da yazı dersleri vermeye başladı. 1928 senesindeki inkılâb ile bu görevleri sona erince ilâve olarak Sultan Selîm Cami türbelerinin baş-bekçiliği görevi de uhdesine verildi. Bu hâl üzere iken H. 27 Zi’l-ka’de 1358/M. 8 Ocak 1940 tarihinde vefât etti. Edirnekapı Mezarlığı’na defnedilmişse de, nâmına bir mezartaşı dikilmemiştir.

Detaylar
Lot: 112 » Hat

Mustafa Düzgünman

İçerik: Şal Ebru İmzasız
Tarih: M. 1920 - 1990 / H. 1388 - 1410
Ebru: 34x34 cm
Ölçü: 53x53 cm
Çerçeve: Paspartu ile çerçevelenmiştir.

Mustafa Düzgünman
Ebru sanatçısı (D. 9 Şubat 1920 İstanbul – Ö. 12 Eylül 1990 İstanbul). Babası, aynı semtteki Abdülbâki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdâyî Camilerinin imamlığını yapan Saim Efendi’dir. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkânında çalışmaya başladı. 1938 yılında, annesinin dayısı hattat Necmettin Okyay onu, hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Türk Tezyinî (süsleme) Sanatları Bölümü’ne kaydettirdi. Burada Necmettin Okyay’dan ve diğer hocalardan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda başarısıyla dikkat çekti. Çeşitli sebepler yüzünden bir süre sonra okuldan ayrılarak tekrar baba mesleği olan aktarlığa döndü ve yaşamının sonuna kadar bu mesleği sürdürdü.
Akademi’deki öğrenciliği yıllarında “şemse” denilen klasik cildin güzel örneklerini imal eden Düzgünman, bir süre sonra o sırada çok az talep gören bu sanatı da terk etmek zorunda kaldı. Özellikle 1957′den itibaren daha fazla zaman ayırdığı ebru sanatıyla meşguliyetini ise ölümüne kadar sürdürdü.
Çeşitli konularda yeniliğe açık olduğu halde ebru sanatında klasik anlayışa sımsıkı bağlı kalan Düzgünman, ebru sanatında kendisini geçtiğini söyleyen hocası Necmettin Okyay’ın bu sanata kazandırdığı çiçekli ebru çeşitlerine papatyayı ekledi, ayrıca çiçek şekillerini de düzeltti. 1940′ta başlayıp ölümüne kadar elli yıl süren ebruculuğu sırasında, 1967′den itibaren çeşitli sergiler açan ve bazı sergilere katılan Düzgünman’ın, hem eserleriyle hem de yetiştirdiği öğrencilerle bu sanatın tanınmasına ve yayılmasına önemli katkılarda bulundu.

Ebru sanatı dışında tasavvufla da ilgilenmiştir. Bu konuda Hafız Eşref Ede, Muzıka-i Hümâyun’da yetiştiği için “Mızıkalı” lakabıyla anılan Hafız Muhittin Tanık, Tâcettin Yalım ve Hüsnü Sarıer gibi önemli hocalardan yararlanmıştır.
Aziz Mahmud Hüdâyî Camiinde uzun yıllar cuma günleri iç ezan ve teravih namazı aralarında ilahi okuyuşuyla iyi bir icracı olarak da tanınan Düzgünman’ın, bir kısmının güftesi de kendisine ait olmak üzere değişik makamlarda bestelediği yirmi kadar ilâhisi vardır.
Onun bestekârlık tarafını gösteren ve son yılların dini musiki repertuarı açısından ayrı bir önem taşıyan bu ilahiler, vefatından önce yakın arkadaşı Neyzen Niyazi Sayın tarafından notaya alınmıştır. Ayrıca vaktiyle öğrendiği dini eserleri son zamanlarında banda okuyarak kaydedilmelerini sağlamıştır.
1953-79 yılları arasında Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı’nın türbedarlığını yapan Düzgünman, halk ağzıyla, koşma tarzında şiirler de yazmıştır. Bunlar arasında, ebrunun tarihçesi, özellikleri ve mahiyetini anlatan yirmi kıtalık Ebruname en tanınmışıdır.
Düzgünman’ın, tesbihler, yazı levhaları, kendi ebruları, şemse tarzında yaptığı kitap kapları, kutu ve çerçevelerden oluşan koleksiyonu bulunmaktadır. Eski tarz körüklü fotoğraf makinesiyle emüsyonlu cama kaydettiği 1000′e yakın hat örneğinin, bazıları Kalem Güzeli (Ankara,1981) ve İslam Mirasında Hat Sanatı ( İstanbul, 1993 ) adlı eserlerde yer almıştır.

Detaylar
Lot: 113 » Hat

Ahmet Karahisari

İçerik: Akkase Ebru Meşhur bitişik Besmele-i Şerifi
Ebru: Nusret Hepgül
Ölçü: 51x62 cm

Ahmet Karahisari
Afyonkarahisar’da doğdu. Ailesi ve tahsili hakkında yeterli bilgi yoktur. II. Bayezid devrinin ilk yıllarında ilim tahsili için İstanbul’a gittiği ve İstanbul’da vefat ettiği bilinmektedir.[1] Diğer birçok Osmanlı hattatından farklı olarak Şeyh Hamdullah yöntemini değil Yakut-ı Mustasımi (Yāqūt Mostaʿṣemī Jamāl-al-Dīn Abu’l-Majd) akımını benimsemiş ve bu üslubun en güzel örneklerini vermiştir. Sülüs ve Nesih yazının en güzel örnekleri kendisine aittir. Karahisari'nin bu üslubu "Yâkût-ı Rûm" diye anılmıştır. Üslubu sadece kendi öğrencisi olan birkaç hattat tarafından benimsenmiş ve diğer Osmanlı hattalarınca pek ilgi görmemiştir. Bunun en önemli nedeni tüm Osmanlı hattatlarının piri olarak kabul edilen Şeyh Hamdullah'ın büyük tesiridir.

En önemli yapıtı Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine yazmış olduğu ve halen Topkapı Müzesi'nde muhafaza edilen büyük ebattaki Kur'an'dır. Diğer eserleri arasında Piyale Paşa Camii yazıları ve Süleymaniye Camii kubbe yazıları bulunmaktadır. Yine bu cami içerisindeki pencere üstü levhaları da kendisi ve öğrencileri tarafından yazılmıştır.

Tekniği ve yazıya getirdiği yenilikler bakımından Şeyh Hamdullah ve Hâfız Osman'la beraber en önemli üç Osmanlı hattatından biri olarak kabul edilir. Karahisari üslubunun temsilcileri arasında öğrencisi Hasan Çelebi (Hasan b. Ahmed) (ö. 1594), hocası kadar ünlü bir sanatkardır.

Detaylar
Lot: 116 » Hat

Hafız Yusuf Sezer

İçerik: Ayetül Kürsi Bakara Suresi Ayet 255.
Yazı Şekli: Celi Sülüs Yazı
Tarih: H. 1423 M.2002
Ölçü: Camii Duvarları ve 5.60 cm
Not: Çini fabrikası için hazırlanmış iğneli kalıb yazıdır.

Hafız Yusuf Sezer
15.07.1961 tarihinde Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, Baltacak köyünde doğdu. İlk tahsilini köyünde Şenlikpazarı Nahiyesinde bitirdi. İlk tahsilden sonra bir sene içerisinde hafız oldu. 1981῾de İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip okulundan mezun oldu. Sanatçı evli ve iki çocuk babasıdır. Hat sanatıyla meşguliyeti, önce abisinin kalemleriyle ilk heyecanını mürekkebe parmak batırıp, reçel zannedip ağzına götürüp tatmakla, diğer bir deyimle ‴mürekkep yalamakla‴ başladı. Nuruosmaniye Camii baş müezzini Hafız Recep Berk 1972῾de ilk hat dersini aldı. Bu dersler Recep Berk῾in vefatına yani 1978 yılına kadar devam etti. Recep Berk 1977 yılında Üstad Hamit Aytaç῾tan ders alması için takdim etti. Sırasıyla sülüs, muhakkak, reyhani, icaze, tevkii ve tuğra çalışmaları derslerini takip etti. Nesih ve rikayı mütalaa yaparak çalıştı. 1980 yılında icazetini almaya hak kazandığı gün Hamid Aytaç hocadan helallik isteyince: ‴Evlat, Hat sanatına hizmet edersen hakkımı helâl ederim. Bırakırsan kıyamette 10 parmağım yakanda olduğu halde senden davacı olurum.‴ sözü ile vasiyet gereği hattat olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Detaylar
Lot: 121 » Hat

Hafız Yusuf Sezer

İçerik: Ya Muhammed S.A.V
Yazı Şekli: Celi Sülüs Yazı
Tarih: H. 1415 - M. 1994, 1 Eylül 1994, Saat 21.00
Not: Çirkey köyü camii/ Çorum
İç kapının sol tarafı
Ölçü: 51x58 cm
Not: Camii duvarı ve çini fabrikası İçin üretilmiştir.

Hafız Yusuf Sezer
15.07.1961 tarihinde Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, Baltacak köyünde doğdu. İlk tahsilini köyünde Şenlikpazarı Nahiyesinde bitirdi. İlk tahsilden sonra bir sene içerisinde hafız oldu. 1981῾de İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip okulundan mezun oldu. Sanatçı evli ve iki çocuk babasıdır. Hat sanatıyla meşguliyeti, önce abisinin kalemleriyle ilk heyecanını mürekkebe parmak batırıp, reçel zannedip ağzına götürüp tatmakla, diğer bir deyimle ‴mürekkep yalamakla‴ başladı. Nuruosmaniye Camii baş müezzini Hafız Recep Berk 1972῾de ilk hat dersini aldı. Bu dersler Recep Berk῾in vefatına yani 1978 yılına kadar devam etti. Recep Berk 1977 yılında Üstad Hamit Aytaç῾tan ders alması için takdim etti. Sırasıyla sülüs, muhakkak, reyhani, icaze, tevkii ve tuğra çalışmaları derslerini takip etti. Nesih ve rikayı mütalaa yaparak çalıştı. 1980 yılında icazetini almaya hak kazandığı gün Hamid Aytaç hocadan helallik isteyince: ‴Evlat, Hat sanatına hizmet edersen hakkımı helâl ederim. Bırakırsan kıyamette 10 parmağım yakanda olduğu halde senden davacı olurum.‴ sözü ile vasiyet gereği hattat olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Detaylar
Lot: 123 » Hat

Mustafa Halim Özyazıcı

İçerik: Hattat Mustafa Halim Özyazıcı yazdığı yazılarında kullandığı imzalarından bazısı, bağında çektirdiği (Süheyl Ünverin) kızı Gülbün Mesara tarafından çekilen) Fotoğrafı 2 adet türkçe imzası (6 adet)
Tezhip: B. Selçuk 1948 (Muhtemelen Süheyl Ünver'in öğrencisi)
Çerçeve: Ahşap Altın varak
Ölçü: 40x45 cm

Mustafa Halim Özyazıcı
Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa'bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatîn’e kaydoldu. Burada Hasan Rızâ Efendi ve Kâmil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsmâ’il Hakkî Altunbezer’den celî sülüs ve Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatîn’den H. 20 Zi’l-hicce 1336/M. 27 Eylül 1918’de şahâdetnâme aldıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi.

Askere alınınca Matbaa-i Askeriye hattatlığına tayin edildi. Bilahare Evkaf Matbaası’nın hattatlığı da uhdesine verildi. Cumhuriyet’in ilanı üzerine terhis edilince Bâb-ı Âlî civârında bir yazıhâne açtı. Bir aralık Devlet Matbaası hattatlığını da yaptıysa da, harf inkılâbı ile bırakmak zorunda kaldı. Mısır’a yerleşme isteği de reddedilince yazıhânesini kapatarak Tepebağı’ndaki evine çekildi. Dileyenlere yazı yazdığı ve daha ziyade bağıyla ilgilendiği bu dönemdeki yazılarına “Ketebehü Hâlim sâbıkan hattat hâlen bağıbân” şeklinde ketebe koyan hattat, İstanbul Üniversitesi’nden mezun olanlara verilen diplomaları da yazdı.

1940’lı yıllarda başlayan eski eserlerdeki restorasyon çalışmaları esnasında, bazı yapılardaki eski yazıların yenilenmesine memur edildi. Bu çalışmaları sayesinde 1948’te Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocaları arasına girdi. Bu arada Hac fârizasını de ifâ etti. Akademi’den 1962’de emekli olduktan sonra çalışmaların Zeytinburnu’ndaki evinde devam eden Halim Özyazıcı, evine giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde yaralanmış, bir müddet hasta yattıktan sonra 30 Eylül 1964’te vefât etmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda medfundur.

Detaylar
Lot: 124 » Hat

İsmet Gülnihal

İçerik: "Maşallah" "Allah'ın dediği olur"
Yazı Şekli: Celi Sülüs Yazı
Tarih: H. 1414 - M. 1993
Tezhip: Hatice Aksoylu
Çerçeve: Slip çıta çerçeve, paspartu ile çerçeve yapılmıştır.
Ölçü: Dış: 49x50 cm İç: 28x30 cm

İsmet Gülnihal
Küçük yaşlarda camilerdeki yazıları kâğıt üzerine resmederek yazıya olan ilgisinin tatmin etmeye çalışıyordu. Seneler sonra 15.09.1990'da bir arkadaşının yardımıyla Hattat Yusuf Sezer'den yazıya başladı. Önce rika yazısını sonra nesih yazısını ve sülüs yazısını öğrenerek 19.12.1998tarihinde icazetini aldı. Aynı senelerde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Prof. Dr. Ali Alparslan Bey'e devam ederek Divani ve Talik yazılarını meşk etti ve istifadeye hocasının vefatına kadar devam etti. Hat sanatında o yıllarda eksikliği hissedilen hat malzemelerini üretmeye başladı. Mürekkep çeşitleri, makta ve kalemtıraşları, kalem çeşitleri, hokka çeşitleri, kâğıt ve meşke kağıtlarını klasik yöntemlerle imal etti. Ürettiklerini yurt içi ve yurt dışında sanatseverler tarafından alınmakla beraber Kültür ve Turizm Bakanlığı'da alarak Dösim standartlarında satışa sunmuş ayrıca Sanatçı Tanıtım Kartı ile başkanlığın hat malzeme alım üyesi olduğu tescil edilmiştir. Bu çalışmalarından dolayı 2001-2002-2003 yıllarında "onur belgesi" aldı.2000 yılında Osmanlı'nın 700.yıl etkinliklerinde Kağıthane İlçe Milli Eğitim bünyesindeki sergi ve konferanstaki çalışmasından dolayı "teşekkür belgesi" aldı. Evli ve 1 kızı olan İsmet Gülnihal, hat malzemesi üretimine devam etmekte ve hat sanatına eserler kazandırmaya çalışmaktadır.

Detaylar
Lot: 127 » Hat

Ali Bedir

İçerik: Ayeti̇ Keri̇me: Yusuf Suresi̇ 101. Ayet
"Rabbi̇ Kad Ateyteni̇ Mi̇nel Mülki̇ Ve Allemteri̇i̇ Mi̇n Te'vi̇li̇l Ehadi̇s. Fatirassemavati̇ Vel Ardi. Ente Veli̇yyi̇ Fi̇d Dünya Vel Ahireh. Teveffeni̇ Müsli̇men Ve Elhikni̇ Bi̇s Sali̇hi̇n." Türkçesi̇ "Ey Rabbi̇m! Sen Bana Dünya Mülkünden Nasi̇p Verdi̇n. Ve Bana Ruyalarin Tabi̇ri̇nden Bi̇r İli̇m Öğretti̇n. Ey Gökleri̇ Ve Yeri̇ Yoktan Var Eden Rabbi̇m! Beni̇m Veli̇m Sensi̇n Beni̇m Canimi Müslüman Olarak Al Ve Beni̇ Sali̇h Kullarin Arasina Kat."
Yazı şekli: Celi Divani Yazı
Tarih, H:1413 M:1992
Ebru ve uygulama: Muhammet Çevik
Öğretim Görevlisi Adıyaman. Sanatçının Türkiyede kendine ait tasarımla yapmıştır.
Ölçü: İç: 30x73 cm Dış: 50x93 cm

Ali Bedir
1967 yılında Erzurum' da doğdu. Erzurum Lisesi tarafından organize edilen resim yarışmalarında “Karakalem” 1.’lik ödülü aldı. İşletme Fakültesinden mezun oldu. Resim sanatında askeri takdirname aldı. 1988 yılında Hat Sanatı çalışmalarına başlayarak, Hattat Dr.Hüseyin Öksüz’den bir süre eğitim aldı. 1995 yılında Gesam (Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği)’ne katıldı. Hattat Mustafa Necateddin Erzurumî’nin Medine-i Münevvere’de yetiştirdiği; alim, kurra, karî, hafız ve hattat olan Nazif Şehitoğlu Hoca’dan eğitimini tamamlayarak 2004 yılında icazet aldı. “Asr Suresi” eser projesi, 2007 yılında Suudi Arabistan Kraliyet Sarayında takdir görerek, Prenses Adela tarafından belgelendirildi. 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı “Sanatçı Kartı”na sahip oldu. 2010 yılında Sesan (Uluslararası Serbest Sanatçılar) topluluğuna katıldı. Yurtiçi ve yurtdışı bazı koleksiyonlarda eserleri bulunmakta, kamu kuruluşundaki görevi yanında sanat çalışmalarına devam etmektedir.

Detaylar
Lot: 128 » Hat

Hafız Yusuf Sezer

İçerik: "Sen; Seyyi̇tsi̇n Sen" Peygamberi̇mi̇zi̇ Med-ü Sena Etmek İçi̇n Söylenen Sözdür.
Yazı Şekli: Celi̇ Sülüs Yazı
Tarih, H:1415 M:1994
Ebru ve uygulama: Muhammet Çevik
Öğretim Görevlisi Adıyaman.
Ölçü: İç: 51x36 cm Dış: 60x75 cm

Hafız Yusuf Sezer
15.07.1961 tarihinde Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, Baltacak köyünde doğdu. İlk tahsilini köyünde Şenlikpazarı Nahiyesinde bitirdi. İlk tahsilden sonra bir sene içerisinde hafız oldu. 1981῾de İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip okulundan mezun oldu. Sanatçı evli ve iki çocuk babasıdır. Hat sanatıyla meşguliyeti, önce abisinin kalemleriyle ilk heyecanını mürekkebe parmak batırıp, reçel zannedip ağzına götürüp tatmakla, diğer bir deyimle ‴mürekkep yalamakla‴ başladı. Nuruosmaniye Camii baş müezzini Hafız Recep Berk 1972῾de ilk hat dersini aldı. Bu dersler Recep Berk῾in vefatına yani 1978 yılına kadar devam etti. Recep Berk 1977 yılında Üstad Hamit Aytaç῾tan ders alması için takdim etti. Sırasıyla sülüs, muhakkak, reyhani, icaze, tevkii ve tuğra çalışmaları derslerini takip etti. Nesih ve rikayı mütalaa yaparak çalıştı. 1980 yılında icazetini almaya hak kazandığı gün Hamid Aytaç hocadan helallik isteyince: ‴Evlat, Hat sanatına hizmet edersen hakkımı helâl ederim. Bırakırsan kıyamette 10 parmağım yakanda olduğu halde senden davacı olurum.‴ sözü ile vasiyet gereği hattat olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Detaylar
Lot: 130 » Hat

Mustafa Halim Özyazıcı

İçerik: Ayet-i Kerime Nisa Suresi 79. Ayet "Ma esabeke min hasenetin fe minallah, vema esabeke min seyyietin femin nefsik" "Ey insan; sana gelen Allah'tandır sana gelen her kötülük ise kendindendir"
Yazı Şekli: Talik Yazı
Ölçü: İç: 13x7 cm Dış: 50x42 cm

Mustafa Halim Özyazıcı Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa'bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatîn’e kaydoldu. Burada Hasan Rızâ Efendi ve Kâmil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsmâ’il Hakkî Altunbezer’den celî sülüs ve Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatîn’den H. 20 Zi’l-hicce 1336/M. 27 Eylül 1918’de şahâdetnâme aldıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi. Askere alınınca Matbaa-i Askeriye hattatlığına tayin edildi. Bilahare Evkaf Matbaası’nın hattatlığı da uhdesine verildi. Cumhuriyet’in ilanı üzerine terhis edilince Bâb-ı Âlî civârında bir yazıhâne açtı. Bir aralık Devlet Matbaası hattatlığını da yaptıysa da, harf inkılâbı ile bırakmak zorunda kaldı. Mısır’a yerleşme isteği de reddedilince yazıhânesini kapatarak Tepebağı’ndaki evine çekildi. Dileyenlere yazı yazdığı ve daha ziyade bağıyla ilgilendiği bu dönemdeki yazılarına “Ketebehü Hâlim sâbıkan hattat hâlen bağıbân” şeklinde ketebe koyan hattat, İstanbul Üniversitesi’nden mezun olanlara verilen diplomaları da yazdı. 1940’lı yıllarda başlayan eski eserlerdeki restorasyon çalışmaları esnasında, bazı yapılardaki eski yazıların yenilenmesine memur edildi. Bu çalışmaları sayesinde 1948’te Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocaları arasına girdi. Bu arada Hac fârizasını de ifâ etti. Akademi’den 1962’de emekli olduktan sonra çalışmaların Zeytinburnu’ndaki evinde devam eden Halim Özyazıcı, evine giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde yaralanmış, bir müddet hasta yattıktan sonra 30 Eylül 1964’te vefât etmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda medfundur.

Detaylar
Lot: 131 » Hat

Mustafa Halim Özyazıcı

İçerik: Ayet-i Kerime Duha Suresi 9. Ayet "Fe emmel yetime fela takher" "Sakın yetimi ezme"
Yazı Şekli: Talik Yazı
Ölçü: İç:11x8 cm Dış: 47x44 cm

Mustafa Halim Özyazıcı Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa'bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatîn’e kaydoldu. Burada Hasan Rızâ Efendi ve Kâmil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsmâ’il Hakkî Altunbezer’den celî sülüs ve Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatîn’den H. 20 Zi’l-hicce 1336/M. 27 Eylül 1918’de şahâdetnâme aldıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi. Askere alınınca Matbaa-i Askeriye hattatlığına tayin edildi. Bilahare Evkaf Matbaası’nın hattatlığı da uhdesine verildi. Cumhuriyet’in ilanı üzerine terhis edilince Bâb-ı Âlî civârında bir yazıhâne açtı. Bir aralık Devlet Matbaası hattatlığını da yaptıysa da, harf inkılâbı ile bırakmak zorunda kaldı. Mısır’a yerleşme isteği de reddedilince yazıhânesini kapatarak Tepebağı’ndaki evine çekildi. Dileyenlere yazı yazdığı ve daha ziyade bağıyla ilgilendiği bu dönemdeki yazılarına “Ketebehü Hâlim sâbıkan hattat hâlen bağıbân” şeklinde ketebe koyan hattat, İstanbul Üniversitesi’nden mezun olanlara verilen diplomaları da yazdı. 1940’lı yıllarda başlayan eski eserlerdeki restorasyon çalışmaları esnasında, bazı yapılardaki eski yazıların yenilenmesine memur edildi. Bu çalışmaları sayesinde 1948’te Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocaları arasına girdi. Bu arada Hac fârizasını de ifâ etti. Akademi’den 1962’de emekli olduktan sonra çalışmaların Zeytinburnu’ndaki evinde devam eden Halim Özyazıcı, evine giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde yaralanmış, bir müddet hasta yattıktan sonra 30 Eylül 1964’te vefât etmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda medfundur.

Detaylar
Lot: 133 » Hat

Mustafa Halim Özyazıcı

Yazı Şekli: Celi Sülüs
İçerik: "Bismillahirrahmanirrahim"
Tarih: 1332H.
Ölçü: İç:16x6 cm Dış: 50x40 cm

Mustafa Halim Özyazıcı
Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa'bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatîn’e kaydoldu. Burada Hasan Rızâ Efendi ve Kâmil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsmâ’il Hakkî Altunbezer’den celî sülüs ve Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatîn’den H. 20 Zi’l-hicce 1336/M. 27 Eylül 1918’de şahâdetnâme aldıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne girdi.

Askere alınınca Matbaa-i Askeriye hattatlığına tayin edildi. Bilahare Evkaf Matbaası’nın hattatlığı da uhdesine verildi. Cumhuriyet’in ilanı üzerine terhis edilince Bâb-ı Âlî civârında bir yazıhâne açtı. Bir aralık Devlet Matbaası hattatlığını da yaptıysa da, harf inkılâbı ile bırakmak zorunda kaldı. Mısır’a yerleşme isteği de reddedilince yazıhânesini kapatarak Tepebağı’ndaki evine çekildi. Dileyenlere yazı yazdığı ve daha ziyade bağıyla ilgilendiği bu dönemdeki yazılarına “Ketebehü Hâlim sâbıkan hattat hâlen bağıbân” şeklinde ketebe koyan hattat, İstanbul Üniversitesi’nden mezun olanlara verilen diplomaları da yazdı.

1940’lı yıllarda başlayan eski eserlerdeki restorasyon çalışmaları esnasında, bazı yapılardaki eski yazıların yenilenmesine memur edildi. Bu çalışmaları sayesinde 1948’te Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocaları arasına girdi. Bu arada Hac fârizasını de ifâ etti. Akademi’den 1962’de emekli olduktan sonra çalışmaların Zeytinburnu’ndaki evinde devam eden Halim Özyazıcı, evine giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde yaralanmış, bir müddet hasta yattıktan sonra 30 Eylül 1964’te vefât etmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda medfundur.

Detaylar
Lot: 142 » Hat

Fuad Başar

Tarih: 1990
Ölçü: İç: 50x34 cm Dış: 64x50 cm

Fuad Başar
1953 yılında Erzurumda doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra memleketindeki Tıp Fakültesi'ne girdi. kendi ifadesine nazaran, 1976'da bir gün bir sahaf dükkanında gördüğü Mahmud Yazır Kalem Güzeli adlı eserinin etkisiyle hüsn-i hatta merak sarıp marangoz kalemiyle yazı meşkine başladı. Yine aynı kitapta gördüğü ebrulardan da etkilenen sanatkar, yeni yayınlanmış olan Ebru kitabının yazarı Uğur Derman ile iletişime geçerek, Hamid Aytaç’tan mektup yoluyla sülüs ve nesih meşkine başladı. Ayrıca üstad Mustafa Düzgünman'dan da aynı şekilde ebru sanatının inceliklerini öğrenmeye çalıştı. Ancak kendi çabaları ile yaptığı denemelerden istediği sonucu alamıyordu. Nihayet içindeki sanat aşkına engel olamayınca staj aşamasında fakülteyi terkederek 1980’de İstanbul'a yerleşti. İlk işi Hamid Aytaç'tan yazı meşkini tamamlamak oldu. O senenin 10 Eylül günü icazet aldı. Ancak öğrenci kabul etmeyen Mustafa Düzgünman'dan 1989'da ebru icazeti alabildi. İcazet aldığı tarihlerden itibaren profesyonel hattat ve ebrucu olarak hayatını sürdürmekte olan Fuat Başar, yazı sanatında dünya çapında, ebru sanatında ülke çapında önemli sanatcılar yetişdirdi. 100’ün üzerinde yurt içi ve yurt dışı karma ve ferdi sergiler açtı. Özellikle ebru fizikokimyası başta olmak üzere ebrunun her yönü ile ilgili araştırmalarını sürdürmektedir.

Detaylar
Lot: 143 » Hat

Fuad Başar

Tarih: 1989
Ölçü: İç: 48x34 cm Dış: 66x52 cm

Fuad Başar
1953 yılında Erzurumda doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra memleketindeki Tıp Fakültesi'ne girdi. kendi ifadesine nazaran, 1976'da bir gün bir sahaf dükkanında gördüğü Mahmud Yazır Kalem Güzeli adlı eserinin etkisiyle hüsn-i hatta merak sarıp marangoz kalemiyle yazı meşkine başladı. Yine aynı kitapta gördüğü ebrulardan da etkilenen sanatkar, yeni yayınlanmış olan Ebru kitabının yazarı Uğur Derman ile iletişime geçerek, Hamid Aytaç’tan mektup yoluyla sülüs ve nesih meşkine başladı. Ayrıca üstad Mustafa Düzgünman'dan da aynı şekilde ebru sanatının inceliklerini öğrenmeye çalıştı. Ancak kendi çabaları ile yaptığı denemelerden istediği sonucu alamıyordu. Nihayet içindeki sanat aşkına engel olamayınca staj aşamasında fakülteyi terkederek 1980’de İstanbul'a yerleşti. İlk işi Hamid Aytaç'tan yazı meşkini tamamlamak oldu. O senenin 10 Eylül günü icazet aldı. Ancak öğrenci kabul etmeyen Mustafa Düzgünman'dan 1989'da ebru icazeti alabildi. İcazet aldığı tarihlerden itibaren profesyonel hattat ve ebrucu olarak hayatını sürdürmekte olan Fuat Başar, yazı sanatında dünya çapında, ebru sanatında ülke çapında önemli sanatcılar yetişdirdi. 100’ün üzerinde yurt içi ve yurt dışı karma ve ferdi sergiler açtı. Özellikle ebru fizikokimyası başta olmak üzere ebrunun her yönü ile ilgili araştırmalarını sürdürmektedir.

Detaylar
Lot: 144 » Hat

Mustafa Düzgünman

İçerik: Ebru
Ölçü: İç: 31x46 cm Dış: 45x60 cm

Mustafa Düzgünman
Ebru sanatçısı (D. 9 Şubat 1920 İstanbul – Ö. 12 Eylül 1990 İstanbul). Babası, aynı semtteki Abdülbâki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdâyî Camilerinin imamlığını yapan Saim Efendi’dir. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkânında çalışmaya başladı. 1938 yılında, annesinin dayısı hattat Necmettin Okyay onu, hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Türk Tezyinî (süsleme) Sanatları Bölümü’ne kaydettirdi. Burada Necmettin Okyay’dan ve diğer hocalardan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda başarısıyla dikkat çekti. Çeşitli sebepler yüzünden bir süre sonra okuldan ayrılarak tekrar baba mesleği olan aktarlığa döndü ve yaşamının sonuna kadar bu mesleği sürdürdü.
Akademi’deki öğrenciliği yıllarında “şemse” denilen klasik cildin güzel örneklerini imal eden Düzgünman, bir süre sonra o sırada çok az talep gören bu sanatı da terk etmek zorunda kaldı. Özellikle 1957′den itibaren daha fazla zaman ayırdığı ebru sanatıyla meşguliyetini ise ölümüne kadar sürdürdü.
Çeşitli konularda yeniliğe açık olduğu halde ebru sanatında klasik anlayışa sımsıkı bağlı kalan Düzgünman, ebru sanatında kendisini geçtiğini söyleyen hocası Necmettin Okyay’ın bu sanata kazandırdığı çiçekli ebru çeşitlerine papatyayı ekledi, ayrıca çiçek şekillerini de düzeltti. 1940′ta başlayıp ölümüne kadar elli yıl süren ebruculuğu sırasında, 1967′den itibaren çeşitli sergiler açan ve bazı sergilere katılan Düzgünman’ın, hem eserleriyle hem de yetiştirdiği öğrencilerle bu sanatın tanınmasına ve yayılmasına önemli katkılarda bulundu.

Ebru sanatı dışında tasavvufla da ilgilenmiştir. Bu konuda Hafız Eşref Ede, Muzıka-i Hümâyun’da yetiştiği için “Mızıkalı” lakabıyla anılan Hafız Muhittin Tanık, Tâcettin Yalım ve Hüsnü Sarıer gibi önemli hocalardan yararlanmıştır.
Aziz Mahmud Hüdâyî Camiinde uzun yıllar cuma günleri iç ezan ve teravih namazı aralarında ilahi okuyuşuyla iyi bir icracı olarak da tanınan Düzgünman’ın, bir kısmının güftesi de kendisine ait olmak üzere değişik makamlarda bestelediği yirmi kadar ilâhisi vardır.
Onun bestekârlık tarafını gösteren ve son yılların dini musiki repertuarı açısından ayrı bir önem taşıyan bu ilahiler, vefatından önce yakın arkadaşı Neyzen Niyazi Sayın tarafından notaya alınmıştır. Ayrıca vaktiyle öğrendiği dini eserleri son zamanlarında banda okuyarak kaydedilmelerini sağlamıştır.
1953-79 yılları arasında Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı’nın türbedarlığını yapan Düzgünman, halk ağzıyla, koşma tarzında şiirler de yazmıştır. Bunlar arasında, ebrunun tarihçesi, özellikleri ve mahiyetini anlatan yirmi kıtalık Ebruname en tanınmışıdır.
Düzgünman’ın, tesbihler, yazı levhaları, kendi ebruları, şemse tarzında yaptığı kitap kapları, kutu ve çerçevelerden oluşan koleksiyonu bulunmaktadır. Eski tarz körüklü fotoğraf makinesiyle emüsyonlu cama kaydettiği 1000′e yakın hat örneğinin, bazıları Kalem Güzeli (Ankara,1981) ve İslam Mirasında Hat Sanatı ( İstanbul, 1993 ) adlı eserlerde yer almıştır.

Detaylar
Lot: 147 » Hat

Fuad Başar

Tarih: 1989
Ölçü: İç: 49x34 cm Dış: 60x47 cm

Fuad Başar
1953 yılında Erzurumda doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra memleketindeki Tıp Fakültesi'ne girdi. kendi ifadesine nazaran, 1976'da bir gün bir sahaf dükkanında gördüğü Mahmud Yazır Kalem Güzeli adlı eserinin etkisiyle hüsn-i hatta merak sarıp marangoz kalemiyle yazı meşkine başladı. Yine aynı kitapta gördüğü ebrulardan da etkilenen sanatkar, yeni yayınlanmış olan Ebru kitabının yazarı Uğur Derman ile iletişime geçerek, Hamid Aytaç’tan mektup yoluyla sülüs ve nesih meşkine başladı. Ayrıca üstad Mustafa Düzgünman'dan da aynı şekilde ebru sanatının inceliklerini öğrenmeye çalıştı. Ancak kendi çabaları ile yaptığı denemelerden istediği sonucu alamıyordu. Nihayet içindeki sanat aşkına engel olamayınca staj aşamasında fakülteyi terkederek 1980’de İstanbul'a yerleşti. İlk işi Hamid Aytaç'tan yazı meşkini tamamlamak oldu. O senenin 10 Eylül günü icazet aldı. Ancak öğrenci kabul etmeyen Mustafa Düzgünman'dan 1989'da ebru icazeti alabildi. İcazet aldığı tarihlerden itibaren profesyonel hattat ve ebrucu olarak hayatını sürdürmekte olan Fuat Başar, yazı sanatında dünya çapında, ebru sanatında ülke çapında önemli sanatcılar yetişdirdi. 100’ün üzerinde yurt içi ve yurt dışı karma ve ferdi sergiler açtı. Özellikle ebru fizikokimyası başta olmak üzere ebrunun her yönü ile ilgili araştırmalarını sürdürmektedir.

Detaylar
Lot: 150 » Hat

Fuad Başar

İçerik: Ebru
Ölçü: İç: 27x43 cm Dış: 50x65 cm

Fuad Başar
1953 yılında Erzurumda doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra memleketindeki Tıp Fakültesi'ne girdi. kendi ifadesine nazaran, 1976'da bir gün bir sahaf dükkanında gördüğü Mahmud Yazır Kalem Güzeli adlı eserinin etkisiyle hüsn-i hatta merak sarıp marangoz kalemiyle yazı meşkine başladı. Yine aynı kitapta gördüğü ebrulardan da etkilenen sanatkar, yeni yayınlanmış olan Ebru kitabının yazarı Uğur Derman ile iletişime geçerek, Hamid Aytaç’tan mektup yoluyla sülüs ve nesih meşkine başladı. Ayrıca üstad Mustafa Düzgünman'dan da aynı şekilde ebru sanatının inceliklerini öğrenmeye çalıştı. Ancak kendi çabaları ile yaptığı denemelerden istediği sonucu alamıyordu. Nihayet içindeki sanat aşkına engel olamayınca staj aşamasında fakülteyi terkederek 1980’de İstanbul'a yerleşti. İlk işi Hamid Aytaç'tan yazı meşkini tamamlamak oldu. O senenin 10 Eylül günü icazet aldı. Ancak öğrenci kabul etmeyen Mustafa Düzgünman'dan 1989'da ebru icazeti alabildi. İcazet aldığı tarihlerden itibaren profesyonel hattat ve ebrucu olarak hayatını sürdürmekte olan Fuat Başar, yazı sanatında dünya çapında, ebru sanatında ülke çapında önemli sanatcılar yetişdirdi. 100’ün üzerinde yurt içi ve yurt dışı karma ve ferdi sergiler açtı. Özellikle ebru fizikokimyası başta olmak üzere ebrunun her yönü ile ilgili araştırmalarını sürdürmektedir.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 4
sonraki