46- "Duvarın İncileri 7" Tablo Müzayedesi
Antikalarım.com'dan Herkese Merhabalar.
-Müzayede komisyonu %15'dir
-İptal Veya Cayma Durumunda Toplam Tutarın %30'unu Ödemek Zorundasınız.
MÜZAYEDE AÇIKLAMASI
Pey verebilmek ve canlı müzayedelerimize katılabilmeniz için üye olmanız veya üye girişi yapmanız gerekmektedir
Değerli Antikalarım.com ailesi;
Sizin için özenle hazırlamış olduğumuz ve sizlere sanatı sanatla sunduğumuz "DUVARIN İNCİLERİ 7" Müzayedemize hepiniz hoş geldiniz :)
Müzayedemiz antikalarim.com adresimizde 19/01/2024 CUMA günü yayına girmiş olup, 30/01/2024 SALI günü saat 20:29’a kadar pey alımına devam etmektedir.
30/01/2024 SALI günü saat 20:30'da ise canlı online müzayedemiz, antikalarim.com adresimizde başlayacaktır.
-KAZANDIĞINIZ ESERLERİ ARTIK KREDİ KARTIYLA ÖDEYEBİLİRSİNİZ :)
Not:
-Kazanılan eserlerin ödemesi 7 iş günü içinde yapılmadığı taktirde hukuki işlem başlatılacaktır. Özel durumları firmamıza bildiriniz.
-Eserlerin fotoğraflarını incelerken, daha net bir görüntü için ekran parlaklığınızı açmanızı öneririz.
-Eserlerin ölçülerini dikkatlice okumanızı rica ederiz.
-Açık artırmadan alınan eserler kesinlikle geri iade edilemez.
Bizimle +905366612464 numaralı Antikalarım.com whatsapp hattından 7/24 iletişime geçebilirsiniz.
Eser teslimi ile ilgili bilgilendirme:
Değerli üyemiz, kazanmış olduğunuz eserler, canlı müzayede bittikten hemen sonra ekip arkadaşlarımız tarafından size ulaşması için özenle hazırlanacaktır.
Kazanmış olduğunuz eserlerin toplam tutarını tarafımıza ilettikten sonra, eserleriniz en kısa zamanda anlaşmalı olduğumuz “Yurtiçi Kargo” firmasına teslim edilecektir.
Eserlerinizin kargo firmasına teslimi yapıldıktan sonra tarafınıza ulaşması ortalama “2-3” iş günüdür.
Saygılarımızla:
Antikalarım.com
Nevzat Akoral
Baskı "Sürü" (1926-2016)
46x23 cm
Nevzat Akoral
(D. 1926 Manisa Karaoğlanlı Köyü/ ö.2016 Ankara) Türk ressam.
İlk ve orta öğrenimini, doğum yeri olan Karaoğlanlı Köyü’nde okul olmadığı için, bağlı olduğu Turgutlu ilçesinde tamamladı.
Yetenek sınavını kazandığı Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nden mezun olduğu 1949 yılından 1962 yılına kadar; dönemin liselerinde ve öğretmen okullarında resim-iş öğretmenliği yaptı.
1962 yılında kazandığı bir bursla gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde Indiana Üniversitesi'nde grafik alanında çalışmalar yaptı. Yurda döndüğünde mezun olduğu okul olan Gazi Eğitim Enstitüsü'ne atandı. Grafik ve çukur baskı dalında, kendisi gibi uzman Mürşide İçmeli ve Muammer Bakır ile işbrliği içinde öğrenci yetiştiren sanatçı 1976'da emekli oldu.
Temelde yöre yorumcusu olarak, resme grafikle başlayan ve gerçekliği 1970 yılına kadar özgünbaskı ile Ankara Gecekondu’larını desen, çizgi ve leke gibi plastik ögeleri ön plana çıkarmaya çalışarak; grafik alanında eserler veren Nevzat Akoral, yetmişli yıllardan sonra, İç Anadolu Bölgesi insanının günlük yaşamını ve yöresel özelliklerini sağlam kompozisyonlarla yağlı boya ile yansıtmaya başladı.
Üç yıl Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde başarı ödülleri alan Akoral, 1981 yılında ise Atatürk’ün 100. Doğum Yılı Sergisi Ödülü’ne layık görüldü.
Devlet Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonları ile özel ve resmi koleksiyonlarda yapıtları bulunan sanatçı. 01 Ağustos 2016 Pazartesi günü Ankara'da hayatını kaybetti. Sanatçı dostlar, öğrencileri ve çok sayıda sanatseverin katılımı ile 02 Ağustos 2016 Salı günü öğlen namazı sonrası Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedildi.
Share
Ask a question
Ask a question
Sami Yetik
Baskı "Dağda Kağnı" (1878-1945)
37x30 cm
Sami Yetik
İstanbul’da doğan Sami Yetik ilk resim derslerini Kuleli Askerî İdâdîsi’nde öğrenciyken Osman Nuri Paşa’dan aldı. Eğitimine 1896’da Mekteb-i Harbiyye’de devam etti ve burada Hoca Ali Rıza’nın öğrencisi oldu. 1899’da Eyüp Askerî Baytar Rüşdiyesi’nde resim öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1900’de girdiği Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nden 1906 yılında birincilikle mezun oldu. 1909’da Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1910’da Serasker Mahmud Şevket Paşa’nın desteğiyle Paris’e gitti. Burada, Académie Julian’deki eğitimi süresince Jean-Paul Laurens’in atölyesinde çalıştı. 1912’de Paris’ten döndü ve orada resim eğitimi alanında gördüğü yeniliklerin Sanâyi-i Nefîse programında da uygulanmasını talep eden yazılar yazdı. Kuleli Askerî İdâdîsi’nde öğrenciyken yakın arkadaşlık kurduğu Mehmed Ali Laga ile birlikte Balkan Savaşı’na katıldı. 1913’te iki ressam da esir alınarak Sofya’ya gönderildi ve ertesi sene serbest bırakıldılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında savaş resimleri yapmak üzere 1917’de kurulan Şişli Atölyesi’nde çalıştı. Bu atölye sonucunda ortaya çıkan resimler 1918’de Viyana’da sergilendi. İki cilt olarak planladığı Ressamlarımız isimli kitabının yalnızca ilk cildini 1940’ta tamamlayabildi.
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Zeki Kocamemi
Baskı "Manzara" (1901-1959)
43x30 cm
Zeki Kocamemi
Ünlü Tanzimatçı Sami Paşa’nın soyundan gelen Zeki Kocamemi 1900’de İstanbul, Fatih’te dünyaya geldi. İlköğrenimini Hadika-i Meşferet Mektebi’nde yaparken ortaöğretimini özel okullarda bitirdi. 1916 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kayıt yaptırarak ilk önce Önce Hikmet Onat’ın daha sonra da İbrahim Çallı’nın atölyelerinde devrin en önemli iki ressamından eğitim aldı.
I.Dünya Savaşı devam etiği için askerlik çağına gelir gelmez 1918’de askere alındı. Bu nedenle eğitimi yarım kaldı. Lakin 1919 da mütareke imzalandıktan sonra okuluna geri döndü. Okulda ilken açılan sergilere resimleri ile katılıyordu. Okula girdiğinde Dereli, Çelebi, Epikman, Berk, Cüda, Saim Özeren' gibi isimlerle aynı okulda eğitim görüyordu. Şerif Akdik, Refik Epikman, Ressam Elif Naci' , Mahmut Cûda, Muhittin Sebati , Ressam Ali Avni Çelebi, Cevat Dereli v , Fahrettin Arkunlar, Hamit Görele , Halil Dikmen , Eşref Üren, Cemal Tollu , Turgut Zaim gibi Cumhuriyet döneminin ilk ve en önemli ressamları arasına girdi.
1922 yılında mezun oldu. Akademi’de öğrenci olduğu sırada 2. Galatasaray Sergisi’ne katılarak; hocalarıyla birlikte eserlerini sergileme olanağı buldu. Saim Özeren ile birlikte Yeni Resim Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alarak; ileride kurulacak olan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’ nin de ilk temellerini atarak Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. Bu heykeltıraşlar ve ressamlar Çallı Kuşağı’nın renkçi tutumunun yanı sıra çizgiye, ve yapısal sağlamlığa öncelik veren resimler yapmışlar izlenimciliğe karşıt bir tutum izlemişler sanatçıların çıkarlarını korumak, bireysel sanata özgürlük getirmek vb. amacını gütmüşlerdi.
Hans Hofmann, modern akımların çeşitlenip biçimlendiği Paris’te yetişmiş, Henri Matisse ve Robert Delaunay’in sanatlarından etkilenerek kübist ve dışavurumcu anlayışta eserler üretmişti. Zeki Kocamemi de bu etkiler ve tesirler altında eğitim aldı. Hofmann atölyesinde Saksılı Tabure, Poz Veren Çıplak ve Otakçılar adlı çalışmalarından başka, bugün Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesi koleksiyonlarında bulunan 1926 tarihli “Gazete Okuyan Çıplak” adlı deseni de bu dönem içinde yaptı.
Ali Avni Çelebi ile 1929 yılında Müstakiller Grubunu oluşturdu. Bu ressamlar ve sanatçılar grubu ilk sergisini I. Genç Ressamlar adı ile Ankara Etnografya Müzesinde gerçekleştirmişlerdi. Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisine girerek İç Mimarlık Bölümünde ve 1930 yılında Prof. Gunter’in asistanı olmuştu. Bu asistanlık süresi üç yıl sürdü. 1930-1933
Asistanlık süresini bitirdikten sonra İç Mimarlık Bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. 1938 yılında CHP’nin açtığı ve Halk Evlerinin desteklediği Yurt Gezileri kapsamında Rize’ye gitti. Rize de reisimler yaptı. Rize’de yaptığı Çay Ziraati adlı resmi, Cezanne’ın peyzajlarına benzemiş ve o yıllardaki resimlerinde Cezanne etkisini hissettirmişti.
Yurt gezileri neticesinde toplanan eserlerin Anadolu’da dolaştırılması programı çerçevesinde o da görev alarak 1944 yılında Konya'ya gitti. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ile katıldığı I.Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Atatürk’ün Cenaze Töreni adlı resmiyle birincilik ödülünü kazanmıştı. . Bu resim, Mekkâre Erleri adlı tablosu ile benzer nitelikler gösteriyor 15. yüzyıl Rönesans sanatçılarının resimlerini andırıyordu. Hayatını resim öğretmenliği ve resimlerini satarak idame ettiremiyor, boş zamanlarında marangozluk yapıyordu. Bu nedenle Marangoz Zeki diye de anılır olmuştu.
1946 yılında İsmail Hakkı Oygar Sanat Galerisinde ilk kişisel resim sergisini açtı. Müstakiller ile birlikte pek çok sergiye katılan sanatçı, 1947 yılında D Grubu’na katıldı. 1951’den 1959’a dek resim yapmaya ara verdi 1954 yılında tüm öğrencilerinin çalışmalarından oluşan karma bir resim sergisi daha açtı. Ölümünden bir süre önce yeniden resme başladı ancak, 3 Mayıs 1959 yılında ani bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti.
Share
Ask a question
Ask a question
Eren Eyüboğlu
Baskı "Kervan" (1913-1988)
47x30 cm
Eren Eyüboğlu
1913’de Romanya’da doğdu. Yaş kentinde Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim öğrenimi gördü. Buradaki eğitiminden sonra 1930-1932 yılları arasında Paris’te Andre Lhote atölyesinde resim eğitimini geliştirdi. İlk sergisini 1933 yılında Paris’te açtı.
1936’da Paris’te tanıştığı Bedri Rahmi Eyüboğlu ile evlendi. Yurda döndükten sonra sergilere katıldı. 1957’de Edinburg Festivalinde, 1958’de Hamburg Türk Kadın Ressamlar Sergisinde yapıtlarıyla yer aldı.
İlk kişisel sergisini 1941’de Istanbul’da açtı. Resim sanatı yanında seramik ile de ilgilendi. Sanat yaşamının başlarında Lhote estetiğinin etkisi altında inşacı/konstrüktif bir anlayışı ön planda tutan sanatçı, daha sonra Bedri Rahmi’nin etkisiyle daha renkçi ve yöresel bir resim anlayışına yöneldi. Bu anlayışa yönelmekle birlikte, biçimin hacim etkisini ve kompozisyona genel kimliğini kazandıran yapısal yorumunu da göz ardı etmedi ve giderek Türk kadın figürlerinin gruplar halinde işlendiği, kendine özgü bir biçem oluşturdu.
Resim ve Heykel Müzesinde, Milli Kütüphane koleksiyonunda, birçok resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
Osman Hamdi
Baskı "Silah Taciri" (1842-1910)
48x63 cm
1842 yılında İstanbul’da doğan arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kurucusudur.
1860’da hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi Bey, resme olan tutkusu sebebiyle Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna devam etti ve dönemin ünlü ressamları Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den dersler aldı.
Aynı yıllarda Paris’e eğitim için gönderilen Süleyman Seyyid ve Ahmed Ali (Şeker) Paşa’yla 1867’de açılan 2. Uluslararası Dünya Sergisi’nde Osmanlı Pavyonu’nun hazırlıklarında çalıştı ve eserleri sergilendi.
1871 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, sarayda yabancı elçilerin protokol işleriyle ilgili göreve atandı. Gösterdiği başarılarından dolayı Sultan Abdülaziz tarafından 1873 yılında Viyana’da açılan Uluslararası Sergi için görevlendirildi.
İçinde bulunduğu kültürel ortamın ve sürdürmekte olduğu görevlerin sorumluğu doğrultusunda döneme uygun aydınlanmacı gelenekten beslenen resimler yaptı.
Share
Ask a question
Ask a question
Dinçer Erimez
Baskı "Bayram Arabası" (1933-2022)
47x65 cm
Dinçer Erimez
İstanbul'da doğdu.1957'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdi. 1959-1960'da İtalya'da sanatsal incelemeler yaptı. 1963 yılında ''Devlet Resim Ve Heykel Sergisi'nde 2.lik ödülü aldı. Aynı yıl Akademi'ye öğretim üyesi olarak atandı. Sanatçı halen Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyesidir.
Share
Ask a question
Ask a question
Kayıhan Keskinok
Baskı "Karadeniz'de Düğün" (1923-2015)
47x64 cm
Kayıhan Keskinok
1923 yılında, emperyalist saldırılara karşı ilk kurşunun anıtlaştığı, utkunun kenti İzmir’de doğdu. Çocukluğunun ilk yılları, kaçan düşmanın evsiz barksız bıraktığı, yakıp yıktığı kararmış topraklarda, yanık kiremit kokuları arasında geçti. 1930-35 yıllarında sırasıyla Gazipaşa (Uşak), Karapınar (Adana, Belemedik) ve İsmet İnönü (Adana) İlkokulllarında okudu. Ortaöğrenimine 1935 yılında Adana I. Ortaokulu’nda başladı. 1941 yılında Adana Öğretmen Okulu’nu bitirdi. 1941-42 ders yılında Iğdır İkinci İlkokulu’nda öğretmenlik yaptı.
1942 yılında girdiği Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-iş Bölümü’nü 1945 yılında bitirdi. Enstitüde, resim dalında Refik Epikman ve Malik Aksel’in, modlajda Hakkı İzet’in öğrencisi oldu.
Ankara o yıllar, II. Dünya Savaşı’nın bütün maddi sıkıntılarına karşın, halka ve üniversite öğrencilerine yönelik, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın düzenli konserleriyle, Devlet Konservatuvarı Uygulama Sahnesi’nin opera ve tiyatro etkinlikleriyle ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın devrimci bir sürat ve çoşkuyla halka sunduğu “Klasikler” olarak ün yapan çeviri çalışmalarıyla övünç duyulan bir kültür başkentidir. Kayıhan Keskinok bütün bu kültürel kaynaklardan yararlanarak kendisini yetiştirmiş, resim çalışmalarının yanı sıra, okulun tiyatro topluluğunda ve korosunda yer almış, spor etkinliklerine katılmış, Türkkuşu’nun planör ve paraşüt eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır.
Sırasıyla, Boğazlıyan (1946) ve Görele (1948-50) Ortaokullarında, Kars (1950), Trabzon (1950-60) ve Ankara Kurtuluş (1961-62) Liselerinde resim ve sanat tarihi öğretmeni olarak çalışmış, bu görevleri sırasında kendisini hem eğitmen hem de bir sanatçı olarak yetiştirmiştir. İlk kişisel sergisini 1956 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Fakültesi’nde açmıştır.
1960 yılında Lozan Güzel Sanatlar Okulu’nda (Ecole des Beaux-Arts) “biçim grameri” alanında öğrenim görmüş, 1962 yılında öğretmen olarak atandığı Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde aynı alana yönelik “Form ve İnşa” dersini eğitim programına sokmuştur. Bu eğitim kurumunda 1968 yılına kadar çalışmıştır. 1970 yılında TRT Televiyonu Artistik Hizmetler Şubesi’nde göreve başlamış, dekoratör ve müdür olarak on yıl kadar çalıştıktan sonra bu kurumdan 1980 yılında emekli olmuştur.
2015’de Ankara’da yaşama veda etmiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
Mustafa Ayaz
Baskı "Yörükler" (1938)
46x64 cm
Mustafa Ayaz
Çağdaş Türk Resim Sanatının önde gelen isimlerinden biri olan Mustafa Ayaz, 1938 yılında Trabzon’un Çaykara kazası Kabataş köyünde doğar. II. Dünya Savaşı’nın bunalımlı yıllarına rastlayan çocukluğu, yoksulluk ve hastalıklarla geçer. İlkokula ancak 10 yaşında iken başlayabilme olanağı bulan Ayaz’ın resme ilgisi o sıralarda başlar.1953’de Erzurum Pulur Köy Enstitüsüne girer. Orta sınıf son sınıfta iken hocalarının dikkatini çeker ve İstanbul Çapa İlk öğretmen okulunun Resim Semineri sınavlarına girmesi önerilir. Sınava girer ve kazanır. O zamanlardan yolu belirlenmiş olur. Bu yol sanat yolu olacaktır.1959 yılında Çapa İlk öğretmen okulunu bitirir. Bir yıl ilkokul hocalığından sonra, 1960’da Gazi Eğitim Enstitüsünün Resim Bölümüne girer ve oradan 1963’de mezun olur. 3 yıl Çorum İlk öğretim okulunda resim öğretmenliği ve atölye şefliği yapar. 1966’da Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü asistanlık sınavını kazanır ve 1984 yılına kadar aynı okulda resim hocalığı yapar. 1984’de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine geçer, 1987’de buradan emekli olur. 1987 yılında Profesör olan Ayaz, aynı yıl Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine atanır ve 1988 yılı başında bu görevinden kendi isteği ile ayrılır. O günden bu yana çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürmektedir.
Yurtiçinde altmışı aşkın kişisel sergi açan ve 19 ödül kazanan sanatçı; Hindistan, Kuveyt, Mısır, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Belçika, Fransa, ABD, İngiltere, Cezayir ve Almanya gibi pek çok ülkede karma sergi ve bienallere katıldı. Ayaz’ın 400’den fazla yapıtı yabancı ülke koleksiyonlarında, 4.000’e yakını da yerli koleksiyonlarda bulunmaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
Nuri Abac
Baskı "Bahçeli Saz" (1926-2008)
45x63 cm
Nuri Abaç
1926 yılında İstanbul’da doğdu. 1944 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü, Leopold Levy Atölyesi’ne girdi. Bir yıl sonra geçiş yaptığı Mimarlık Bölümü’nden 1950’de mezun oldu. 1961 yılında Ankara’ya yerleşti. Gündelik hayat görüntülerini, Anadolu söylenceleri ve geleneksel sanat formlarımızla ilişkilendiren, nakış-resmi çağrıştıran ve dekoratif nitelikli özgün bir “gerçeküstücü” üslupla karşımıza çıkmıştır. Resmin fonunda mimari formasyonu çağrıştıran bir dokusal yapı geliştiren Abaç, bu alt-yapı üzerinde çok figürlü ve istifleme eğilimli “mizahi bir durumu” sahneleme düşüncesindedir. Daha çok geleneksel Orta Oyunu ve Karagöz’ün sunduğu görsellikle rastladığımız figürasyonu bir tipleme çalışmasıyla kendine mal eden, sıcak ve sempatik sunumlar gerçekleştirmiştir. Abaç’ın mimari yapı anlayışına dayalı resim yaklaşımında geçmişe özlemle eşdeğer, toplumsal eleştiri de içeren ironik göndermeler söz konusudur. 1970’den önceki resimlerinde Anadolu kültürünün efsanevi mitolojik yaratıklarını masalsı ve gerçeküstücü-fantastik bir biçemle resimledi. Daha sonraları yöneldiği Karagöz’ün kişiliğinde ve biçim benzetmesinde tarihi ve güncel konuları, olayları ele aldı. Balıkçıları, simitçileri, pazaryerleri, meyhaneleri, düğünleri, çay bahçeleri gibi yurdun akla gelebilecek özgün tüm ayrıntıları üzerinde yoğunlaştı. Geleneksel anlatım biçimlerinden, kültürel kalıtların biçim dillerinden etkilendi ve yöreselliğin evrensel duyumuna ulaştı. 2008 yılında Ankara’da vefat etti.
Share
Ask a question
Ask a question
Ali Avni Çelebi
Baskı "Kelebek Yakalayanlar" (1904-1993)
67x46 cm
Ali Avni Çelebi
1904 yılında İstanbul'da doğdu. Babasının teşvikiyle 1918'de girdiği Sanayi-i Nefise'de Hikmet Onat ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu. 1922 yılında yurt dışına çıktı ve Münih'te Hans Hoffman'ın yanında çalıştı. 1927 yılında Türkiye'ye geri dönüp Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliğini kurdu. 1932 ve 1938 seneleri arası Güzel Sanatlar Akademisi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde eğitim görevlisi olarak çalıştı. 1938'de Leopold Levy'nin asistanlığını yaptı ve 1967'de emekliye ayrılana kadar atölye hocalığı görevini sürdürdü.
1993 yılında İstanbul'da yaşamını yitirdi.
Share
Ask a question
Ask a question
Osman Zeki Oral
Baskı "Karadeniz Ereğlisi" (1925-2012)
67x44 cm
Osman Zeki Oral
1925 yılında Karadeniz Ereğlisi'nde sanatçı bir ailenin çocuğu olarak doğan Osman Zeki Oral'ın resim tutkusu çok küçük yaşlarda başlar. Babası Hattat Kazım Efendi’dir. Duvarlarının resimlerle dolu olduğu bir evde büyüyen sanatçı, küçük yaşta büyük tuvallere ve duvarlara ünlü ressamlardan kopyalar yapar.
İlk ve orta öğretimini doğduğu kentte görür. İlkokul yıllarında ağabeyi ile halkevlerine gidip kitaplardan araştırmalar yapar. O yıllarda Almanların çıkarmış olduğu kültür dergilerinin resimlerini inceler. Ortaokulu bitirdikten sonra, 1943 yılında güzel sanatlar eğitimi almak için İstanbul’a gider.
Share
Ask a question
Ask a question
Ercüment Kalmik
Baskı "Anadolu Köyü" (1908-1971)
67x45 cm
Ercüment Kalmık
1908 yılında İstanbul’da doğdu. Türk sanat tarihçisi olan Kalmık lirik soyut resimleri ile tanınan bir ressamdır. Ercüment Kalmık, Galata Scottish Mission’da liseyi bitirditen sonra 1929’da Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı Atölyeleri’nde çalıştı. Akademideyken Cumhuriyet gazetesinde çalıştı. 1937’de Akademi’den mezun oldu. 1939’da Paris’te Andre Lhote Atölyesi ve Sorbonne Üniversitesi kurslarına katıldı. 1942’de Ankara Kız Meslek Öğretmen Okulu’nda, 1943 İstanbul Nişantaşı Kız Enstitüsü’de, 1948’de İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde resim öğretmenliği yaptı. 1954’te İtalya’ya gitti. 1959’da Türk Rekreasyon Derneği’nin kurucu üyeleri arasına katıldı. 1960 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü sertifikası aldı. 1960 yılında Türkiye Çağdaş Ressamlar Cemiyeti kurucularına katıldı. Türk resmi üzerine radyo konuşmaları yaptı, konferanslar verdi ve makaleler yazdı. 1962’de Sao Paulo Bienali’ne katıldı. Kalmık'ın yapıtları İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde ve birçok özel koleksiyonda bulunur. Sanatçı 1971 yılında İstanbul'da vefat etti.
Share
Ask a question
Ask a question
Nazmi Ziya Güran
Baskı "Tophane - Nusretiye Camii"
66x45 cm
Nazmi Ziya Güran
1881 yılında İstanbul’da Aksaray’ın Horhor semtinde dünyaya gelir. Babası Ziya Bey, Fatih’in hocası olan Molla Gürani’nin torunlarından olduğundan aile Güran soyadını alır. Nazmi Ziya ilk tahsilinden sonra Vefa İdadisi’ni bitirir, ardından Mülkiye’ye gider.
Nazmi Ziya 1902 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydını yaptırır. Burada Mösyö Varnia, Mösyö Valery ve Oksan Efendi’den dersler alır.
Share
Ask a question
Ask a question
Halil Paşa
Baskı "Peyzaj" (1856-1940)
67x45 cm
Halil Paşa
Türk empresyonist ressam Halil Paşa 1857 yılında İstanbul’da doğdu. İlk asker ressamlarımızdan olan Halil Paşa “Mühendishane-i Berr-i Hümayun”u bitirdi. Okulu bitirir bitirmez “yaveran” sınıfına alınarak sarayda görevlendirildi. Mezun olduktan sonra askeri liselerde de resim öğretmenliği yaptı. Uzun bir süre Paris’te Jean Leon Gerome‘nin atölyesinde çalıştı. İstanbul’a dönünce önce binbaşılığa sonra da miralaylığa yükseldi.
1914 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi Ali’si müdürlüğüne yükselen sanatçı, Fransa’dan yeni dönen genç ressamları bu okula alarak, okulda yeni bir anlayışla resim yapılmasını sağladı.
Paris’te aldığı empresyonist etkilerle, 1914 kuşağı ressamlarına öncülük eden sanatçı resimlerinde ele aldığı başlıca temalar peyzaj, natürmort ve portrelerdir. Figürlü ve figürsüz deniz ve kıyı görünümleri, Boğaziçi manzaralarını doğrudan açık havada çalıştı. Erken tarihli peyzajlarında figürler akademik anlayışa daha yakındır. Renkler gün ışığıyla aydınlanmıştır. Denizin ışıltılı mavi rengi, kıyılarda portakal sarısı ve kahverengiye dönüşür. Kıyıya serpiştirilmiş figürler küçük, çarpıcı birer renk lekesi olarak vurgulanmıştır.
Empresyonist ışık ve renk çözümlemelerine özgün bir ayırım kazandıran Halil Paşa, bu yönde uğraş veren resim sanatçılarına örnek oluşturdu. Hayatının son yıllarını Mısır’da Abbas Hilmi Paşa’nın konuğu olarak resim yaparak geçirdi. Derin bir anatomi bilgisi de olan ressam, Viyana’da açılan uluslararası bir sergide “Mme, X’in Portresi” adlı eseriyle altın madalya aldı.
Share
Ask a question
Ask a question
Orhan Peker
Baskı "Aşık Veysel" (1927-1978)
37x35 cm
Orhan Peker
D. 1927 / Trabzon, TÜRKİYE. ö. 1978 / TÜRKİYE. Sanatçı, ilkokulu doğduğu şehir olan Trabzon'da tamamlamış ve lise öğrenimine İstanbul'daki Avusturya Lisesi'nde devam etmiştir. 1946 - 1951 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Bedri Rahmi atölyesinde ve Fransa'da resim öğrenim görmüştür. 1947 yılında arkadaşlarıyla birlikte kurduğu “Onlar Grubu”nda yer almıştır. Resimleri ilk kez 1951 yılında açılan Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde sergilenmiştir. Ressam, ilk kişisel sergisini ise 1953 yılında açmış ve 1955 senesinde tercümanlığını yaptığı İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen olan Max Meincke ile birlikte Viyana ve Paris'i ziyaret etmiştir. 1956 yılında Oskar Kokoschka'nın düzenlediği Yaz Akademisi'ne katılan Peker'in aynı dönemde Almanya'da taşbaskı eserlerini sergilemiştir. Ressam 1957 yılında Türkiye'ye dönmüş ve 1959 yılında Ankara'ya yerleşerek Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nda çalışmaya başlamıştır. 1965 yılında düzenlenen Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde birincilik kazanmasının ardından Madrid'e giderek şehirdeki sanat ortamını gözlemleme fırsatı yakalamıştır. Aynı günlerde İspanyol ressam El Greco'nun portrelerinden birini kopyalamıştır. 1966 yılında Türkiye'de yılın ressamı seçilen Peker, TRT'nin düzenlediği resim yarışmasında Aşık Veysel portresiyle başarı ödülü, Bayındırlık Bakanlığı'nın açtığı yarışmada Ragıp Buluş'la birlikte hazırladığı projeyle de birincilik ödülü kazanmıştır. Ressam ayrıca, Almanya'daki Türk çocukları için hazırlanan “Ağaca Takılan Uçurtma”, Metin Eloğlu'na ait “Rüzgâr Ekmek” ve Çetin Öner'e ait “Gülibik” isimli kitapları da resimlemiştir. Avrupa’da çeşitli şehirlerinde sergiler açan Peker, ölümünden kısa bir süre önce İstanbul'a yerleşmiştir. Son kişisel sergisini Bedri Rahmi Galerisi'nde açmış ve güvercin temalı eserlerini sergilemiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
Fahrünnisa Zeid
Baskı "Dalyan" (1903-1991)
37x31 cm
Fahrünnisa Zeid
1901 yılında doğdu. Değişik dallarda sanatçılar yetiştirmiş olan Şakir Paşa ailesinin olup, yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) ile ressam Aliye Berger'in kardeşi, ressam Nejad Melih Devrim ile tiyatro sanatçısı ve yazar Şirin Devrim'in annesi, seramik sanatçısı Füreya Koral'ın teyzesidir. Sanay-i Nefise'de Resim Bölümü'nde öğrenim gördü. 1928'de Paris'e giderek Ranson Akademisi'nde Bissiere ve Stahlbach Atölyeleri' nde çalıştı. 1934'de, Irak Büyükelçisi Prens Zeid ile evlenerek Amman'a yerleşti. İngiltere, Ürdün, Almanya' da önemli sanat merkezlerinde kişisel sergiler açtı. Paris, New York, Ürdün ve Türkiye müzelerinde eserleri olan sanatçı, soyut resimleriyle tanındı. Sanatı, portreden, soyut-nakışsı kompozisyonlara, spontane izlenimlere varıncaya kadar, değişik yönlerde biçimlendi. Büyük tuval üzerine küçük kareler, üçgenler, dörtgenlerden oluşan geometrik formları sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve mor renklerin en parlak, çarpıcı değerleriyle coşkuyla boyadı. 5 eylül 1991'de Almanya'da vefat etti.
Share
Ask a question
Ask a question
Şeref Akdik
Baskı "Baıkçılar" (1899-1972)
44x31 cm
Şeref Akdik
Türk Empresyonist Ressam Şeref Akdik 1899’da İstanbul’da Fatih’te doğdu. Reis-ül Hattatin olarak tanınan Kamil Akdik’in oğlu olan Şeref Akdik, babasının etkisiyle resim sanatına yönelmiştir. Fatih Merkez Rüştiyesinden sonra Sanayi- i Nesife Mektebi Alisine giren sanatçı 1925 de eğitimini tamamladı.
Ardından Avrupa konkurunu kazanarak Muhittin Sebati Ataman, Mahmut Cuda, Cevat Dereli ve Refik Epikman’la birlikte çalışmalarını Paris Julian Akademisi’nde Paul Albert Laurens atölyesinde sürdürdü.
1928 yılında yurda döndükten sonra, Güzel Sanatlar Birliği bünyesinde Ankara Devlet sergilerine katıldı. Ayrıca özel sergiler açtı. Yine bu dönemde Gazi Eğitim Enstitüsü’nde ve Haydarpaşa Lisesinde resim öğretmenliği yaptı. Daha sonra emekliliğine kadar Akademi Hocalığı yaptı ve pek çok öğrenci yetiştirdi.
Empresyonist stilde çalışan sanatçının yurt içi ve yurt dışı müze koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. 1930’lu yıllarda Cumhuriyet ve devrimlerini konu alan resimler yaptı.
İstanbul’un ağırlıklı olarak Anadolu yakasındaki semtlerle ilgili peyzajlar çalıştı. Aynı zamanda Hattatlık da yapan sanatçı, sonraki yıllarda İstanbul Moda’da kurduğu özel resim atölyesinde bir çok öğrenci de yetiştirmiştir.
Share
Ask a question
Ask a question
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Baskı "Tophane" (1911-1975)
47x31 cm
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Şair, yazar ve ressam (D. 1911 , Görele / Giresun – Ö. 21 Eylül 1975, İstanbul). Asıl adı Ali Bedrettin Eyuboğlu. Nüfus kaydında ve birçok kaynakta doğum yılı 1913 olarak geçer. Ancak, öğrencisi Turan Erol’un belirttiğine ve aile çevresine göre doğum tarihi, 1911’dir. İlk ve orta öğrenimini Artvin, Kütahya ve Trabzon’da yaptı. Trabzon Lisesi’ne devam ederken, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne geçti. Burayı bitirmeden, 1931 yılında Fransa’ya gitti ve müzelerde kopyalar yaptı. 1932’de Fransa’ya ikinci kez gitti ve Paris’te, André Lhote’un atölyesinde ders aldı. 1933’te Türkiye’ye döndü. Kısa sürelerle çevirmenlik, Tekel Genel Müdürlüğünde vitrin düzenlemeciliği gibi işlerde çalıştı. 1936’da, ikinci kez Akademi’nin diploma sınavına girdi ve diploma aldı. 1937’de, Akademi’nin Resim Bölümünde, Léopald Levy’nin asistanı olarak çalışmaya başladı ve profesörlüğe kadar yükseldi. Amerika’da kaldığı üç yıl (1960-63) dışında, ömrünün sonuna kadar, akademideki öğretim üyeliğini sürdürdü. Paris’te Andre Lhote’un atölyesinde çalışırken tanıştığı Romanyalı Ernestine (Eren) Hanım’la, 1936 yılında İstanbul’da evlendi. Ressam olan eşi Eren Eyuboğlu ile birlikte, “D Grubu”na katıldı. İstanbul’da Küçükyalı Mezarlığı’nda gömülüdür.
Bedri Rahmi Eyuboğlu, ressamlığı kadar şairliği ile de ünlüdür. Şiirleri 1928’de Muhit dergisinde yayımlanmaya başladı. Sonraki yıllarda Garip (Birinci Yeni) çizgisindeki şiirleriyle Yeni Adım, Tan, Ses, Gün, İnsan, Büyük Doğu, Varlık, Yeditepe gibi dergi ve gazetelerde yazdı. Ayrıca, çeşitli konulardaki yazıları Cumhuriyet gazetesinde çıktı. Halk kültüründen beslenen şiirlerinde sözcüklerle resim yapıyordu adeta. Karadut şiiri büyük bir ilgi gördü. Şiirlerinin bir bölümü pop müziği tarzırda bestelendi.
Ressam Bedri Rahmi Eyuboğlu, Türkiye’de pek çok kişisel sergi açtığı gibi yurt dışında da çok sayıda sergiler açtı. İç ve dış duvar süslemeleri yaptı. Kendisinin ve dönemindeki şairlerin şiir kitaplarını resimledi, kitap kapakları yaptı., Brüksel sergisindeki Türk pavyonuna yaptığı ikiyüz yirmi yedi metrekarelik mozaik pano ile altın madalya ödülü (1958) aldı. Ölümünden sonra, Milliyet Sanat dergisince, 1976’da Yılın Sanatçısı seçildi.
Share
Ask a question
Ask a question
Hamit Görele
Baskı "Şükran Göreleye" (1903-1980)
33x46 cm
Hamit Görele
Türk Empresyonist Ressam Hamit Görele 1903 yılında Giresun’un Görele ilçesinde doğmuştur. 1928 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan Hamit Görele bir dönem resim öğretmenliği yapmıştır. Bu dönemde Avrupa Resim Yarışmasında aldığı ikincilik ödülü sonucu Maarif Vekaleti tarafından Fransa’ya eğitime gönderilmiş; Paris’teki başarılarından dolayıysa 16 Şubat 1929’da Bakanlıktan takdirname almıştır. 1930’da Montparnasse Bulvarı Grand Galerie Moderne’de açılan karma sergide Firavunun Eşi ve Odalık adlı resimleri Cézanne, Matisse, Picasso, Bonnard ve Lhote gibi önemli ressamların çalışmalarıyla beraber yer almıştır.
Dört yıl Paris’te Andre Lhote Akademisi’nde çalışmıştır. 1933’te Türkiye’ye döndükten sonra Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin sergilerine katılmaya ve birliğin başkanlığını yürütmeye başlamıştır. 1968 yılında Çağdaş Türk Ressamları Cemiyeti yılın sanatçısı ödülünü almıştır. Yurt içi ve yurt dışında sergilere katılmış, Türk resminin yayılması ve çağdaşlaşmasına katkıları olmuştur. 1978 yılında Devlet Onur Belgesi verilen iki ressamdan biri olan Görele, 1980 yılındaysa Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde başarı ödülü almıştır. Aynı yıl vefat eden sanatçının Resim ve Heykel Müzesi’nde ve birçok özel koleksiyonda eserleri mevcuttur.
Share
Ask a question
Ask a question
Fethi Arda
Baskı "Gecekondular" (1936-1996)
54x45 cm
Fethi Arda
1934 yılında Elazığ'da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü, Halil Dikmen ve Zeki Kocamemi atölyelerinde öğrenim gördü. 1958'de Akademi'nin Yüksek Resim Bölümü'nden mezun oldu. 1965'de Akademi'ye asistan olarak girdi, dört yıl Sabri Berkel ile çalıştı. 1966'da Salzburg'da E. Vedova' nın atölyesine devam etti. 1967-68'de, Paris'te H.Goetz ile çalıştı, incelemelerde bulundu. 1958'de "Sabit Karamani Resim Ödülü" nü 1984'de Sanat Kurumu tarafından Duran Karaca ile yılın sanatçısı seçildi. İlk sergisini 1959'da İstanbul'da açtı. 1981'de Bayındırlık Bakanlığı danışman-sanatçı kadrosundan emekli oldu. Yağlı boya ve pastel türünde çalışan sanatçının ilk dönem çalışmalarında, Alman anlatımcı resmini anımsatan renkçi ve dışavurumcu öğeler ağır basarken, daha sonraki çalışmalarında ölü doğa konuları ve Bodrum peyzajlarının yer aldığı şiirsel-izlenimci bir palet hakim olmaya başladı. Pastel boyayı kullanımdaki ustalık, öteki resimlerine de yansıdı. 1996 yılında Bodrum'da vefat etti.
Share
Ask a question
Ask a question
Mâlik Aksel
Baskı "Halı Dokurken"
50x50 cm
Malik Aksel
1903’te Selanik’te doğdu. İlk öğrenimini İstanbul’da Bayezit Nümune Mektebi’nde, orta öğreniminiyse Darül Muallimin’de tamamladı. 1928’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanınca Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ne gönderilerek, dört yıl süreyle resim ve grafik sanatlar bölümünde okudu.
1932’de yurda dönünce Resim Öğretmen Okulu’nda çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’ne dönüştürülen bu okulun başkentteki etkinliklerine, hem bir ressam, hem bir eğitici olarak önemli katkılarda bulundu. Daha sonra Çapa Eğitim Enstitüsü’ne geçerek resim bölümünü yönetti ve bu görevinden emekliye ayrıldı. 1973’te 34. Devlet Sergisi’nde başarı ödülü kazandı.
Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Galatasaray salonlarında Güzel Sanatlar Birliği’nin düzenlediği karma sergilere katıldı. Sonradan Halkevleri çevresinde halk sanatlarını araştırmaya yöneldi, resimlerinde yöresel konuları ve köy yaşamını işlemeye başladı. 1939’da düzenlenen yurt gezileri sırasında Sivas ve Denizli’ye gitti.
Söz konusu yörelerde geliştirdiği folklor sevgisini köklü bir sanat beğenisi ile kaynaştırdığı resimlerini yaptı. Köy evlerini ve sokaklarını konu alan bu tür resimlerinde, halk yaşamına katışıksız bir duygu ve gözlem gücüyle yaklaşmıştır. Yarattığı bu içtenlik ortak eğilimler ve gelişmeler arasında bir bakıma bağımsız bir ressam olarak dikkati çekmesine neden olmuştur.
Malik Aksel, ne izlenimcilere, ne de kendi kuşağının büyük bir bölümünü etkilemiş olan konstrüktif eğilimlere fazla bir yakınlık duymadı. Yöresel yaşamı olduğu gibi yansıtma kaygısı, ona sanat akımlarının sadık bir izleyicisi olmaktan daha önemli ve kaçınılmaz görünmüştür. Oluşumunu ve estetik değerlerini kendi içinde aramış olan sanatçı, folkloru temel almakla birlikte, folklorun dar görüşlere zemin hazırlayan tuzağına düşmekten uzak kalmıştır.
Bunda, resim değerlerini ön planda tutmuş olmanın ve kaba bir betimleyicilikle yetinmenin de payı vardır. Aksel’in, birbirine sarılmış köy kızlarını konu alan resimleri, yurt sevgisinin anlatımıdır. Ana imgesi, söz konusu sevgiyi biçimlendirirken, buna akademik sanat biçimlerini sindirmiş olmanın katışıksız beğenisi de eklenir.
Share
Ask a question
Ask a question
Adnan Turani
Baskı "Yeşil İçin Şarkı" (1925-2016)
50x30 cm
Adnan Turani
1925 yılında İstanbul'un Beşiktaş semtinde doğdu. İstanbul Öğretmen Okulundan ilkokul öğretmeni olarak mezun oldu. 1945 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünün resim-iş bölümünden 1948 yılında mezun olduktan sonra beş yıl resim öğretmenliği yaptı.
1953 yılında devlet bursuyla Almanya'ya gitti. Münih Güzel Sanatlar Akademisinde Franz Nagel, Stuttgart Güzel Sanatlar Akademisinde Henninger ve Willi Baumeister, Hamburg Güzel Sanatlar Akademisinde de Heins Trokes ile çalıştı. Lisans ve yüksek lisans öğrenimini tamamlayarak Türkiye’ye döndü.
1959 yılında yurda döndüğünde Gazi Eğitim Enstitüsü resim bölümünde atölye öğretmenliğine başladı ve 1970 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 1970'te Hacettepe Üniversitesi Edebiyat ve Güzel Sanatlar fakültelerinde de derslere girdi.
1972 yılında doktoraya başladığı Hacettepe Üniversitesinde Güzel Sanatlar Enstitüsü kordinatörlüğünü de yürüttü. 1973 yılında doktor unvanını alan sanatçı, 1978’de doçent oldu. 1986 yılına kadar Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi sanat tarihi bölümünde öğretim üyeliği görevinde bulundu. 1986 ile 1987 yıllarında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü başkanlığı yapan Adnan Turani, 1990 yılında emekli oldu.
Adnan Turani’nin yüksek eğitim hocalığı sırasında plastik sanatlar estetiği, sanat felsefesi ve sanat tarihi ve üzerinde hazırladığı yayınlanmış eserleri de bulunmaktadır.
1990'dan bu yana çalışmalarını, yaşadığı kent olan Ankarada sürdüren Turani, 17 Aralık 2016 günü tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde hayatını kaybetti.
Share
Ask a question
Ask a question
Devrim Erbil
Baskı "Anadolu Çeşitlemesi" (1937)
50x25 cm
Devrim Erbil
1937’de Uşak’ta doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü’nde öğrenim gördü, Halil Dikmen ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi oldu. Çeşitli ülkelerde araştırma ve incelemelerde bulundu. Devrim Erbil’in 1960’lı yılarda doğadan/ağaç motiflerinden yola çıkarak başlayan çizgisel karakterli resimleri, giderek bir kısmı minyatür sanatımızın kompozisyon düzenlerinden de etkilenerek kuş bakışı bir görüş açısından bakışla yüzeye indirgenmiş çizgisel ağırlıklı bir kompozisyon düzenine ulaşır. Doğada, gerçek yaşamda, sınırlanmış boyutuyla algılayıp gördüğümüz nesneler, Erbil’de salt çizgiler ye de çizgisel bir yapılanma içinde doğanın ritmik yapısında yeniden kurgulanmaktadır. 1960’ların sonlarına doğru bu anlatım biçimleri İstanbul’un kent görünümlerine odaklanır. Daha sonra 1976’da “Anadolu Kasabası, 1977’de “Anadolu İzlenimleri” ve “İstanbul” dizisi resimlerini, 1977’den sonra kent, insan ve doğa görünümleri yanı sıra mavinin egemen olmaya başladığı “kuşlar konulu resimlerini gerçekleştirir. Çizgi, Devrim Erbil’in sanatında başından beri hep varlığını koruyan bir ögedir. Sanatçının bu resimlerinde artık çizginin yanı sıra rengin de, özellikle mavi rengin, öne çıktığı; zaman zaman Lekecilik/Taşizm’e varan serbest fırça vuruşlarıyla hareketli bir resim yüzeyine ulaştığı görülür. Dikey kompozisyonlarla bu hareketlilik durumu daha bir gizemli ve dinamik hale gelmiştir. Bu kompozisyon şemalarını aynı ve benzer biçimde halı ve özgün baskılarında da uyguladığı gözlemlenir. Boya resimden özgün baskı resme, değişik teknikleri deneyen ve sanatı bu deneyimlerin bütünsel ışığı altında gören Devrim Erbil’in “Anadolu Çeşitlemeleri” adı altında ortak bir kompozisyon biçiminin versiyonlarını yansıtan resimleri, yöresel bir duyarlığın yüzey dokusuna dayanan örnekleri olarak, Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nde başlamış olan bir etkinliğin uzantılarıdır. Devrim Erbil, 1980’li yıllardan sonra aynı dokuyu muhafaza etmekle beraber, İstanbul, kuş sürüleri ve kıyı izlenimlerinin ışık efektleri altında titreşen görüntülerine ağırlık vererek yeni bir dönemi başlatmıştır. Bazı resimlerinde ise doğadan soyutlamalar kullanmaktadır. Doğuş Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan sanatçı yaşamını İstanbul’da sürdürmektedir.
Share
Ask a question
Ask a question
Eşref Üren
Baskı "Paris'ten" (1897-1984)
51x46 cm
Eşref Üren
İstanbul'da doğdu. Bursa Ziraat Mektebi'ni bitirdi. Bursa'da Yeşil Türbe' yi çalışan İbrahim Çallı'yı görünce ressam olmaya karar verdi. 1920'de Sanayi-i Nefise Mektebi'ne misafir öğrenci olarak girdi. 6 yıl Çallı ve Hikmet Onat Atölyelerinde çalıştı. 1928'de Paris'e gitti. 1 yıl Andre Lhote'un atölyesi'nde resim çalışmalarını sürdürdü. Yurda döndükten sonra çeşitli okullarda resim öğretmenliği yaptı. 1938'de Paris'e gidip Othon Friesz atölyesinde çalıştı. 1948'de Ahmet Çanakçılı 1.lik Ödülü, 4.,7. ve 28. Devlet Resim ve Heykel Sergileri Ödüllerini, 1981'de Atatürk Yılı Devlet Sanat Ödülü ve 1983'te Kültür Bakanlığı Başarı ödülünü aldı.
Share
Ask a question
Ask a question
Halil Dikmen
Baskı "Mermi Taşıyanlar" (1906-1964)
67x41 cm
Halil Dikmen
1906 yılında İstanbul'da doğmuştur. Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdikten sonra, İbrahim Çallı ve Hikmet Onat atölyelerinde resim çalışmıştır. Sanatçı buradaki eğitimini tamamladıktan sonra 1928 yılında Paris’e gönderilmiştir. Academie Julien'de Albert Laurens'ın ve Andre Lhote'un öğrencisi olmuştur. Paris’te üç yıl resim öğrenimi gördükten sonra 1931'de yurda dönüşünde, Kayseri ve Galatasaray Liseleri’nde resim öğretmenliği yapmıştır. 1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi’ne müdür olarak atanmıştır.
1937 yılında Ankara Tren İstasyonu’nun duvarlarının dekor süslemesi için ödüllü yarışma düzenlenir. Ar Dergisi’nde yayımlanan “Ankara Garı İçin Dekor Müsabakası” başlıklı anonim yazıda, Ankara Tren Garı’nın holünde ve yan duvarlarında, toplam 21 metre uzunluğunda ve 3,5 metre yüksekliğinde resim panoları yapılması için yarışma açıldığı, Tren Garı’nın duvar resimlerinin konusunun Milli Mücadele sahneleri olacağı bildirilmiştir. Nafia Vekâleti (Bayındırlık Bakanlığı) tarafından oluşturulan bir heyet ile kompozisyonlar incelenecek ve altı sanatçıya peşin ödeme yapılacaktır. Yarışma sonunda Ankara Ticaret Lisesi resim öğretmeni Nureddin Ergüven birinciliği, Heykeltıraş Krippel ikinciliği, ressam Refik Epikman üçüncülüğü, İstanbul Resim ve Heykel Galerisi Müdürü Halil Dikmen ise dördüncülüğü alır.
Share
Ask a question
Ask a question
Hikmet Onat
Baskı "Kıyıda Balıkçılar" (1882-1977)
54x44 cm
Hikmet Onat
Türk empresyonist ressam Hikmet Onat 1882 yılında İstanbul’da doğdu. İlk öğreniminden sonra, 1903’te Heybeliada Mekteb-i Bahriye’yi bitirdi. İlk resim eğitimini Mekteb-i Bahriye’de aldı. Daha sonra 1904 yılında İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girdi. Burada Osman Hamdi Bey ve Salvatore Valeri’nin öğrencisi oldu.
1910 yılında mezun olup, resim üzerine açılan bir yarışmaya katılarak Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde Fernand Cormon Atölyesi’nde dört yıl çalıştı. I. Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine yurda döndü ve Nişantaşı Sultaniyesi’nde öğretmenlik yapmaya başladı. Öğretmenliğine Güzel Sanatlar Akademisi’nde de devam eden Hikmet Onat, 1922 yılında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ve Güzel Sanatlar Cemiyeti’ne kurucu üye olarak katıldı.
1917 yılında 1. Dünya Savaşı sırasında milli duygularla biraya gelen 1914 kuşağı sanatçılarıyla birlikte Şişli Atölyesi’nde savaş temalı resimler yapmıştır. 1939 yılında Yurt Gezileri kapsamında Bursa’ya gönderilmiştir.
Gerçek bir İstanbul tutkunu olan sanatçı, kentin çeşitli yerlerinden özellikle de Boğaziçi kıyılarından empresyonist üslupla betimlediği İstanbul manzaraları ile tanındı. Boğazın ışıklı suları, geniş ve dinamik fırça vuruşlarıyla, parlak renk lekeleriyle tuvallerine yansıdı. Sanatçının bir dizi çalışması da, Topkapı Sarayı’nın çeşitli mekanlarından yaptığı resimlerdir.
Share
Ask a question
Ask a question
İbrahim Çallı
Baskı "Zeybekler" (1882-1960)
53x45 cm
İbrahim Çallı
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi olan İbrahim Çallı 1906 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ni bitirdi. 1910 - 1914 yıllar arasında Paris’e gitti, École des Beaux-Arts’da Fernand Cormon’la çalıştı.
Emekli oluncaya kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yaptı ve birçok öğrenci yetiştirdi. Çeşitli sergi etkinlikleri düzenledi. Başta Galatasaray olmak üzere yurt içinde ve dışında pek çok sergiye katıldı ve ödüller aldı. 1919’da Türk Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan Çallı, Şişli Atölyesi'nde çalıştı.
Share
Ask a question
Ask a question
Turan Erol
Baskı "Luxemburg Bahçesi" (1927)
48x48 cm
Turan Erol
1927 yılında Milas’ta doğan Turan Erol, 1951 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nünün Bedri Rahmi Atölyesi’nden mezun oldu. 1963-64 yıllarında 4489 sayılı yasa ve Fransız Hükümeti’nin bursuyla Paris’te çalışmalarda bulundu. 1963-73 yılları arasında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde, 1965-87 yılları arasında da Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim üyeliği yaptı. 1978-79’da Kültür Bakanlığı Plastik Sanatlar Kurul Başkanlığı, 1983-87 yıllarında da Gazi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev aldı.
1987’de Hacettepe Üniversitesi’ne profesör olarak geçen sanatçı, bu üniversiteden 1990 yılında kendi isteği ile emekli oldu. 1991 ‘de Devlet Sanatçısı seçildi. Çok sayıda kişisel sergi açıp, karma sergilere katılan Erol’un, aralarında Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü (1980), Hacettepe Üniversitesi 50. Yıl Hizmet Ödülü (1997), Mimar Sinan Üniversitesi 50. Yıl Hizmet Ödülü (2001), Gazi Üniversitesi Hizmet Ödülü (2002), ODTÜ Senatosu Onur Ödülü (2008) ‘nün de olduğu bir çok ödülü bulunmaktadır.
Turan Erol, sanatçı kişiliğinin yanı sıra, yazar ve eleştirmen yönüyle de sanata dair görüşlerini aktarmış; makaleleri, eleştirileri, günlük yazıları, sergi değerlendirmeleri ve kitapları ile önemli bir yer oluşturmuştur.
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question