Mâlik Aksel

Baskı "Halı Dokurken"
50x50 cm

Malik Aksel
1903’te Selanik’te doğdu. İlk öğrenimini İstanbul’da Bayezit Nümune Mektebi’nde, orta öğreniminiyse Darül Muallimin’de tamamladı. 1928’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanınca Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ne gönderilerek, dört yıl süreyle resim ve grafik sanatlar bölümünde okudu.

1932’de yurda dönünce Resim Öğretmen Okulu’nda çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’ne dönüştürülen bu okulun başkentteki etkinliklerine, hem bir ressam, hem bir eğitici olarak önemli katkılarda bulundu. Daha sonra Çapa Eğitim Enstitüsü’ne geçerek resim bölümünü yönetti ve bu görevinden emekliye ayrıldı. 1973’te 34. Devlet Sergisi’nde başarı ödülü kazandı.

Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Galatasaray salonlarında Güzel Sanatlar Birliği’nin düzenlediği karma sergilere katıldı. Sonradan Halkevleri çevresinde halk sanatlarını araştırmaya yöneldi, resimlerinde yöresel konuları ve köy yaşamını işlemeye başladı. 1939’da düzenlenen yurt gezileri sırasında Sivas ve Denizli’ye gitti.

Söz konusu yörelerde geliştirdiği folklor sevgisini köklü bir sanat beğenisi ile kaynaştırdığı resimlerini yaptı. Köy evlerini ve sokaklarını konu alan bu tür resimlerinde, halk yaşamına katışıksız bir duygu ve gözlem gücüyle yaklaşmıştır. Yarattığı bu içtenlik ortak eğilimler ve gelişmeler arasında bir bakıma bağımsız bir ressam olarak dikkati çekmesine neden olmuştur.

Malik Aksel, ne izlenimcilere, ne de kendi kuşağının büyük bir bölümünü etkilemiş olan konstrüktif eğilimlere fazla bir yakınlık duymadı. Yöresel yaşamı olduğu gibi yansıtma kaygısı, ona sanat akımlarının sadık bir izleyicisi olmaktan daha önemli ve kaçınılmaz görünmüştür. Oluşumunu ve estetik değerlerini kendi içinde aramış olan sanatçı, folkloru temel almakla birlikte, folklorun dar görüşlere zemin hazırlayan tuzağına düşmekten uzak kalmıştır.

Bunda, resim değerlerini ön planda tutmuş olmanın ve kaba bir betimleyicilikle yetinmenin de payı vardır. Aksel’in, birbirine sarılmış köy kızlarını konu alan resimleri, yurt sevgisinin anlatımıdır. Ana imgesi, söz konusu sevgiyi biçimlendirirken, buna akademik sanat biçimlerini sindirmiş olmanın katışıksız beğenisi de eklenir.